Tweet |
Girgin Tarım ve Orman Bakanlığı 2023 bütçe görüşmelerinde şunları söyledi:
TARIMIN DOĞDUĞU BU TOPRAKLARDA BIRAKIN YOKSULLUĞU AÇLIĞI KONUŞUYORUZ!
“Tarımın doğduğu bu topraklarda bırakın yoksulluğu, açlığı konuşuyoruz. Ve çocuklar... Çocukların iki eli iki yakanızda Sayın Bakan.
Ülkemizde derin bir ekonomik kriz yaşanıyor. Krizden en fazla etkilenenlerin başında ise çocuklarımız geliyor. Çocuklarımız yoksulluğun ve açlığın pençesine itilmiş durumda. Yanlış politikalarınız nedeniyle bir nesil yetersiz beslenmeden dolayı yitip gidiyor. Krizin, yetişmekte olan neslin boğazından lokma çalmaya başlaması maalesef dramatiktir. Bir nesle zaten borçlusunuz, gelecek nesle de borçlanmaktasınız.
ÇOCUKLAR BESLENEMİYOR
Maalesef aileler pahalılık nedeniyle, çocuklarının asgari gıda ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Çocuklar gelişemiyor. Ve bunun vebali de sizin üzerinizde!
Bir ülkenin geleceğine dair yaptığı en büyük yatırım yetişmekte olan genç nesline yaptığı yatırımdır ancak zihinsel ve bedensel olarak sağlıklı yetişen nesiller gelecekte bayrağı devralıp Cumhuriyeti hak ettiği yere taşıyabilirler.
Özellikle et, süt yumurta gibi proteinli besinlerin tüketilmesi gelişim için çok önemlidir. Çünkü bu besinlerin yetersizliği büyüme, gelişme ve zeka geriliğine neden olur.
ÜLKEMİZDE 14,8 MİLYON KİŞİ YETERLİ GIDA TÜKETEMİYOR
BM Dünya Gıda Programı’nın verilerine göre, Türkiye’de 5 yaş altı çocukların yüzde 1,7’si 'akut yetersiz beslenme', yüzde 6’sı ise 'kronik yetersiz beslenme' sorunu yaşıyor ve Ülkenin 14,8 milyonu da yeterli gıda tüketemiyor.
Geleceğimizi oluşturan çocuklarımızın yaşanan ağır ekonomik krizden kalıcı olarak etkilenmelerinin önüne geçmek çok acil bir gereksinimdir. Maalesef ülkemizde; yüksek enflasyon, kötü ekonomi yönetimi ve yanlış tarım politikaları nedeniyle temel ihtiyaç gıda fiyatları alım gücünün çok ötesine geçti.
BİR KİŞİYE DOKUZ, DOKUZ KİŞİYE BİR PUL! BU TAKSİMİ KURT YAPMAZ KUZULARA ŞAH OLSA!
Türkiye gıda enflasyonunda dünyada birinci. “Neden bu duruma düştük?” sorusunun cevabı, tam da bu bütçenin taksiminde saklıdır. Bütçede faiz için ayrılan ödenek 565 milyar lirayken, çiftçiye reva görülen 54 milyar lira hak mı? Yeri geldi mi Nas var faize karşıyız dersiniz, sonra da gider bütçede aslan payını faize ayırırsınız.
“Faiz lobisine para var, 5’li çeteye para var ama çiftçiye bu kadarını reva gördük” demektir sizin bu yaptığınız. Bir kişiye dokuz, dokuz kişiye bir pul! Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa!
Yıllardır 5'li çeteyi ihya ettiniz. Varsa yoksa bunlar! Her taşın altından bunlar çıkıyor.
Allah Aşkına, Kaç SMA'lı çocuğa bedeldir 5’li çete? Kaç çocuğun beslenme hakkından daha değerlidir? Kaç çocuğun öğrenim alma ve barınma ihtiyacından daha önemlidir? Kaç çiftçinin emeğinden daha yücedir?
YANLIŞ VE YANDAŞ TAKSİM ARTIK YENİ YETİŞEN NESLİN BOĞAZINDAN LOKMA ÇALIYOR
Bu yaptığınız yanlış ve yandaş taksim, artık yeni yetişen neslin boğazından lokma çalmaya başlar hale gelmiş durumdadır.
Ulusal ekonominin bel kemiği tarımdır, tarım! Artan maliyetler nedeniyle çiftçi “üretirken tükeniyoruz” diye feryat ediyor. Yeterli dengeli beslenebilmemiz için, tarım geliştirilmeli, tarımsal alanların betonlaştırılması durdurulmalıdır! Çiftçiyi teşvik edecek politikalar geliştirilmelidir.
ÇİFTÇİYİ HOR GÖREN GIDAYI ZOR GÖRÜR
TÜİK verilerine göre tarımda enerji maliyeti son 1 yılda yüzde 185 artmıştır. Gübre fiyatlarındaki artış aynı dönemde yüzde 235, yem fiyatlarında yüzde 147'yi aşmış durumdadır. Hal böyleyken çiftçi tarlasını ekemez, ektiğini biçemez, biçtiğini satamaz duruma getirilmiştir.
Unutmayın çiftçiyi hor gören gıdayı da zor görür.
İTİBARDAN DEĞİL BOĞAZDAN TASARRUF OLMAZ
Üreten dertli, tüketen dertli. İtibardan değil, boğazdan tasarruf olmaz. Türk-İş’in yaptığı araştırmaya göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı Ekim ayı itibariyle 7 bin 425 TL’ye, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı yani (yoksulluk sınırı) 24 bin 186 TL’ye yükseldi.
Dar gelirli ailelerin elde ettiği gelirin yeterli ve dengeli beslenme için gerekli harcamaları bile karşılayabilecek düzeyde olmadığı aşikardır. Aileler, düşük düzeydeki geliriyle beslenme ve beslenme dışı harcamaları karşılayabilmek için çeşitli malların fiyatlarını da dikkate alarak tüketim malları arasında tercihte bulunmak zorunda kalmaktadır.
Çoğu zaman fiyatı yüksek olan gıda maddeleri yerine fiyatı düşük olan gıda maddelerini seçmektedir. Bu durumda olan aileler, beslenme dışı harcamalarının (kira, ulaşım, yakıt, elektrik ve benzerleri) bir kısmını da beslenme harcamalarından kısarak karşılayabilmektedir. Sonuçta, gelir düzeyinin düşük ve yetersiz olması, dar gelirli kişi ve ailelerin sağlıksız, dengesiz, kalitesiz beslenmesine yol açmaktadır.”
“ÇAYA EKMEK BANARAK BESLİYORUM ÇOCUĞUMU”
Ekmekle, çayla beslenerek büyüyen yeni nesillerden gelecek yarınlar için ne bekleyebilirsiniz?
“Süt içmek, yumurta yemek benim çocuğumun hakkı değil mi? Çaya ekmek banarak besliyorum çocuğumu” diyor bir anne…
BU DÜZENİ DEĞİŞTİRECEĞİZ
Çocuğuna süt alamayan anne için, çocuğuna kıyafet alamayan baba için, maaşı çektiğinde eve gelene kadar cebinde para kalmayan emekliler için, ay sonunu getiremeyen işçi kardeşlerimiz için, siftah yapamadan dükkânı kapatan esnaf için, tarlasını ekip biçemeyen, ineğini kesime yollamak zorunda kalan çiftçi için halkımızın teveccühü ile iktidara geleceğiz ve değiştireceğiz bu kurduğunuz zulüm düzenini.
canlı bahis siteleri casino siteleri
deneme bonusu veren siteler canlı casino https://www.egrpower50summit.com/ slot siteleri http://www.milano2018.com/