Bugun...


Müfit Demirkol

facebook-paylas
EGE BÖLGEMİZİN YERALTI KAYNAKLARI ve ZEYTİN
Tarih: 06-03-2022 15:55:00 Güncelleme: 06-03-2022 15:55:00


Ege bölgesi başta olmak üzere güneydoğu Anadolu ile Marmara bölgesinin bir kısmında zeytin üretimi yapılmaktadır. Tarihi gelişimi içinde birçok efsaneye kaynak olan zeytin, eski uygarlıkların yazıtları ve kutsal kitaplarda yer almıştır.

                Zeytin beyaz bir güvercinin Nuh'un gemisine tufan sonrası canlılık belirtisi olarak, ağzında zeytin dalı ile dönmesi nedeniyle, yüzyıllardır barışın simgesi kabul edilmektedir.            Helenistik devirde zeytin ağacı kutsal sayılıyordu ve zeytin ağacını kesenler ölümle cezalandırılır ya da sürgüne gönderilirdi. Kur’an-ı Kerim'de de zeytinden söz ediliyor. Kur’an’da bu zeytin ağacının Sina Dağı’ndan geldiği, meyvelerinden yağ elde edildiği ve bu yağın yemeklere lezzet vermek için kullanıldığı yazılıdır.

                 Atatürk’ün 1929 yılında Yalova bölgesine yaptığı bir gezide zeytinciliğe gereken önemin verilmesine yönelik direktifleri ile ülkemizde zeytincilik seferberliği başlatılmış ve zeytincilik konusunda araştırmalar yapmak üzere, 1937 yılında Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü kurulmuştur. Diğer yandan zeytin, bahçesine bakmayan ve bakım yaptırmayan üreticilere ceza verilmesine neden olan bir kanuna (26/01/1939 tarih ve 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun”) sahip tek bitki olmuştur.

                Bütün bunların yanı sıra, 3 tarafı denizlerle çevrili olan dünya da ki tek ülke olan yurdumuz yeraltı kaynakları ile de çok zengindir. Âmâ hiçbir yeraltı zenginliği, ağaçlarımızın katledilmesi kadar değerli değildir.

                Türkiye’nin doğa ve turizm açısından en önemli bölgelerinden Muğla’daki madencilik faaliyetleri ve doğal yaşamı bekleyen tehdit, Tema’nın hazırladığı raporda ortaya konuldu. Kaz Dağları raporunun ardından ikinci çalışmasını Muğla’da tamamladı. Tema’nın raporunda, Muğla’nın bin 449 maden ruhsatına bölündüğü açıklanırken, “Muğla’nın yüzde 59’u, ormanlık alanların ise yüzde 65’i madenlere ruhsatlı. Madencilik faaliyetleri Çanakkale’de olduğu gibi Muğla’nın da ormanlarını, tarım alanlarını, meralarını, şehrin kültürü ve turizmini tehdit etmeye devam edecek” denildi. Muğla il sınırları içindeki bölgenin yüzde 70’i değerli ormanlardan oluşuyor. Orman örtüsünü kaldırdığınızda geriye karstik yapıya bağlı çöl kalır. Ne yazık ki mevcut orman alanlarımızın yüzde 69’u maden ruhsat alanı. Gözümüz gibi korumamız gereken tabiat varlıklarımızın yok olmasından korkuluyor. Bugüne kadar maden çıkarılıp, tekrardan ağaçlandırılan bir alan görülmedi. Yapılan tek işlem Muğla’nın doğal dokusuyla ilgisi olmayan kolay yetişen ve yayılımcı tür dediğimiz akasya ağaçlarının dikilmesi. Dışarıdan bakınca yeşil görünen ancak hiçbir orman vasfı olmayan alanlar ortaya çıkıyor. Madenlerin yeryüzüne çıkarılması ile kazanılacak milli gelir, ormanların korunmasından daha değerli değil. Uzun vadede çevreye, doğal yaşama zararlar çok daha büyük maliyetlere neden olmaktadır.

                Yer altı zenginliklerimizin çıkarılması için, ağaçlarımızın, özellikle zeytin ağaçlarımızın yok edilmesi, bu vatan için yapabileceğimiz en büyük kötülüktür.

                Bu gidişata bir an önce "DUR" demek vatan görevimizdir.





FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI