Sözcü Gazetesi Ekonomi Yazarı sayın Murat Muratoğlu, 29 Haziran 2020 Pazartesi günkü köşe yazısında bu konuyu işlemiş... Yazdıkları doğru ise eğer, biz de bu konuda epeyce bilgisizmişiz ve dedikleri gibi gerçekten çok unutkan milletmişiz meğer!..

Diyordu ki; "...Yine 5 Milyon Dolar hibe olarak Filistin'e gitti!.. O para Filistin'de kime gidiyor, nerelere ve nasıl harcanıyor bilen yok!? Madem hibe edecek kadar bol paramız varsa, nedir bu ek vergiler!? Nedir o sadece '10 Lira Yardım' için atılan SMS'ler!?

Bu Fiilistin'in önce bayrağına bir bakalım: Bayrağındaki üç dikey şerit; Abbasi, Emevi ve Fatimi hilâfetleri simgeleri... Kırmızı üçgen ise; Arapların Türklere karşı yaptıkları isyanları ve akıttıkları kanların sembolüdür!.. Adamlar açık açık Türk düşmanı!.. Koşa koşa gidip, 'Sözde Ermeni Soykırımını' tanıdılar!.. Öyleyse bu 5 Milyon Dolar hibeyi de Ermeniler yapsaydı ya!? Suriye operasyonumuzu kınadılar, Libya Antlaşmamıza karşı çıktılar, bugüne kadar BM'de tek bir konuda leyhimize oy kullanmadılar, ortaklık teklif etmemize rağmen, Doğu Akdeniz'de de gidip, karşımızdaki Yunan ve Kıbrıs Rum Kesimi yanında yer aldılar!.. Nedir bizdeki 'Türk Düşmanı' olan bu Filistin aşkı Allahaşkına!? Bu parayı onlara vereceğimize, kendi çocuklarımızın 'öğrenim kredi borçlarını' silseydik ya!?" diyordu...

Elinizi vicdanınıza koyarak söyleyiniz; Murat Muratoğlu kardeşimizin söylediklerinin hangisi yanlış!? Bu Filistinlilerin 60 yıldır yaptıklarını yine unutmuşuz, hepsini bize hatırlattı!.. Uluslararası platformlarda biz hep onların haklarını savunduk, zaman zaman İsrail ve ABD ile kötü olduk, maddi ve manevi çok bedel ödedik, ama onlar bir gün olsun bizim haklarımızı savunmadılar!.. Olanları biz unutsak bile, Tarih, Arşiv ve yazılı basın hiç bir şeyi unutmuyor, zamanı gelince yüzümüze çarpıveriyor işte!.. Sahi, bize çok mu lâzımdı bu Filistin!?

Yıllardır bu köşeden ben de bu dost olmayan Filistin için yazılar yazdım!.. Murat Muratoğlu'na çok teşekkür ediyorum, yazısını okuyunca sıçrayıp, kendime geldim!.. Bundan sonra bu Türk düşmanlarına karşı biraz daha dikkatli davranacağıma söz verdim!..

Ülkeler de ins anlar gibidir!.. İyilik yapınca, karşıdan da aynı muameleyi görmeyi beklersin!.. En azından biz Türk Devletleri ve insanları böyleyizdir!.. 1974 Kıbrıs Harekâtı günlerinde, güya Kıbrıs'ın üç "Garantörü-Müttefiki" nden olan İngilizlerin Dışişleri Bakanı, bizim efsane Dışişleri Bakanımız Turan Güneş'in iş birliği teklifine; "İngiliz dostluğu diye bir şey yoktur, İngiliz menfaatleri vardır!.. Menfaatimiz bitince dostluğumuz da biter!" demişti değil mi?

Evet, bizler yüce Atatürk'ün; "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh!" vasiyetine sadık kaldık, II. Dünya Savaşı belâsından da bu vasiyetle kurtulmuştuk ama; gelişen ve değişen dünya koşullarında da gerekli yerlerde gerekli pozisyonları hemen almamız kaçınılmaz oluyor!.. Evet, bizler 'Barış' yanlısıyız ama, kendi menfaatlerimiz söz konusu olduğunda 'Enayi' de değiliz!.. Umarım, herkes bundan sonra gereği gibi davranmasını bilir artık...

Neyse, siyasi konularla sıkılan canınızı gevşetmek için Orhan Veli'den iki şiir yazayım:

"Kuyruklu Şiir..."  (Yaprak Dergisi; 15 12 1949.)

"Uyuşamayız, yollarımız ayrı/ Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi/ Senin yiyeceğin kalaylı kapta/ Benimkisi aslan ağzında/ Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik/ Ama seninki de kolay değil kardeşim/ Kolay değil hani/ Böyle kuyruk sallamak, Tanrı'nın günü!.."

Ciğercinin kedisinden sokak kedisine "CEVAP": (Yaprak Dergisi; 15 01 1950.)

"Açlıktan bahsediyorsun/ Demek ki sen komünistsin!/ Demek bütün binaları yakan sensin/ İstanbul'dakileri sen/ Ankara'dakieleri sen/ Sen ne domuzsun, sen!.."     Sakin KOŞAR...