Her sabah saat 07.00 civarında güne günaydın derim...

Çiğin ıslattığı toprak ve yeşil örtünün yarattığı...

Tertemiz bol oksijen ihtiva eden havayı ciğerlerime dek soluyarak...

Yaşamıma şükürler ederdim!..

*

Bugün Ağustos'un beşi...

Sabah aynı saatlerde bahçeye çıktığımda...

O tertemiz ve bol oksijenli hava...

Odun yanık kokusu içeriyor ve gökyüzü siyah bir bulut tabakası ile kaplıydı!...

Tam karşımdaki Kıyıkışlacık yamaçlarından yükselen hafif duman da o kokunun bir parçasıydı elbette!...

*

Mazı...Çökertme...Ören...

Ormanın deniz ile bütünleştiği...

Cennetin dünyadaki görüntüsüydü adeta!...

Her yıl o sahilleri birkaç kez gezmeden duramaz...

Masmavi berrak su da yüzmenin zevkine ulaşmanın mutluluğunu yaşardım!...

Kışlık çam balı ihtiyacımı karşıladığım o ormanlarda...

Ne kovan kaldı ne de arı!...

Tarım bakanının ihracat trolleri hazır beklemekte Çin ve uzak doğudan bal getirip, fahiş fiyatla piyasaya sürmek için!...

Yurdumuzun %80 çam balı üretimine sahip yangın bölgelerinde...

Uzun yıllar bal üretimi yapılamayacağından...

Bu tattan ne yazık ki mahrum kalacağız!..

THK VE KURBAN DERİLERİ GERÇEĞİ...

Ailemin kurban kestiği yıllardan...

Benim kurban kestiğim yıllara dek...

Her Kurban Bayramı’nda 4 gün çeşitli araçlar da bağırırlardı görevliler...

“Kurban Derilerinizi Türk Hava Kurumuna veriniz, Mavi Kuşlara destek sağlayınız”

Çağrıları ile deri toplarlar ve herkeste derilerin yararlı bir iş için kullanılacağı inancı ile...

Seve seve verirdi kurban derilerini!...

*

AKP Hükümeti iktidara geldikten sonra;

Siyasi iktidarın yarattığı dini cemaat ve dergahlar...

Baktılar ki deri işinde güzel paralar var...

THK'na rakip oldular ve...

Önce gizli, sonra alenen cami ve dernek isimleri adı altında...

Derileri toplamaya başladılar...

Dolayısı ile THK gelirleri kesilince...

Kurum gerçek görevini yapamaz...

Pilot eğitimi veremediği gibi...

Yangın söndürme amaçlı uçakların bakım ve faaliyetini yapamaz oldular!...

Atatürk'ün toplum yararına kurduğu ve yapılaştırdığı tüm diğer kurumlar gibi...

THK da ihtiras ve intikam kurbanı mı oldu derken...

THK yangın uçaklarının şiddetle ihtiyaç duyulduğu bu günlere geldik!...

TÜRK ASKERİ...!

Her türlü felaketin ilacı kahraman ve cesur Türk Askeri MEHMETÇİK tir!...

Sel felaketlerinde olduğu gibi...

Yangın felaketlerinde de...

Eline kürek ve kazmayı alan Asker hiç düşünmeden ateşin içerisine dalar...

Canı pahasına yararlı olmaya çalışırdı!...

Çünkü bilirdi ki; bu felakette bir vatan toprağı savunmasıdır ve elindeki malzemelerde onun silahı gibidir!...

*

Türkiye'nin içerisinde bulunduğu yangın felaketinde...

ASKERİMİZİN bu inanç ve cesaret yapısı değerlendirilmeyerek...

Hiçbir askerimiz yangına gönderilmedi!...

Milli Savunma bakanı Sayın Akar'ın açıklaması:

-Askerler yangın söndürme becerisine sahip olmadıklarından, onları riske atamayız!...

Peki Sayın Akar; daha önce bu amaçla kullanılan askerler tecrübe sahibi miydi? O zaman neden tehlikeye attın o Mehmetçikleri?

Yo...! Düşüncenin bu olduğunu kabul etmiyor kamuoyu...

Askerin başarısı; onun değerini tekrar kazanmasına ve ona olan ihtiyacın pekişeceğine neden olacağı için...

Yukarıdan gelen emir ile kullanılmadığı yönünde!...

*

Yangınların sorumlusu olarak teröristleri ve dış güçleri gösteriyorsunuz...

Kamuoyu aynı görüşte değil ama; öyle bile olsa...

Güvenlik tedbir ve önlemlerini almadığı için olayda...

İçişleri bakanının ihmal ve sorumsuzluğu iddiası söz konusu!...

AKP GENEL BAŞKANININ TV DE Kİ AÇIKLAMALARI!...

AKP Genel Başkanı ATV de güncel konularla ilgili bazı açıklamalarda bulundu birkaç yandaş gazetecilerle!...

Şu anda 16 Uçak...51 Helikopter ve arozözlerle yangınlara müdahale edildiği açıklamasını onurlu bir duruşla belirtti...

Sayın Genel Başkanım; Topraklarının %30 u orman olan Türkiye de...

Açıklamış olduğunuz ekibe yangınların başladığı gün sahip olsaydık...

Yangınlar bu kadar büyümezdi!...

Konuşmasında, suçu her zaman olduğu gibi CE HA PE ve BAY KEMAL'e yükleme gayretine girerek...

Hangi vicdani duygularla olduğu bilinmeyen...

Büyük Şehir Belediyelerinin tedbirsizliğine ve sorumsuzluğuna attı topu!...

Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat'ın yardım yalvarışlarına 84 Milyon şahit oldu ama; Sayın Genel başkanı demek ki hiç ilgilendirmemiş!...

Tüm Bakanlar geldi...Yangını uzaktan sadece seyredip gittiler ama “Çay” atamadılar yangın mağdurlarına(!)

VEDA...!

Yaşanan tüm bu olayların tekrar sorumlusu olarak gösterilen kişi; Sayın genel başkan!...

Ulusal basın yayınlarından izliyoruz...

Başka ülke siyasetinde...

Türkiye de yaşanan bu olumsuzlukların çok daha küçük olanında bile...

Yöneticiler büyük bir özveri göstererek, sorumluluğu kabul etmekte ve istifasını vererek görevden ayrılmakta!...

Türkiye de bu siyasi anlayış henüz yerleşmedi...!

Her siyasetçi sorumluluğu kabullenmeyerek başkalarını sorumluluğa ortak etme gayreti içerisine girmekte!...

Siz Sayın Başkan;

İnanın ki artık misyonunuzu tamamladınız yanınızdaki bakanlarınız ile...

Gelin...Yabancı devlet adamları gibi onurlu ve özverili bir şekilde görevinizi bırakarak...

Torunlarınız ile bundan sonraki yaşamınızı ailenizin yanında mutlu bir şekilde geçirin!...

Göreceksiniz halkın gözünde 2002 de göreve geldiğiniz günkü saygınlık ve sevgi duyguları içerisinde ayrılmış olacaksınız Sayın Genel Başkanım...!